Yaw kızlar, yanılıyorsunuz iki gözüm, bu orgazmı siz
icad etmediniz, sevişmeyi bilen
bir tek siz değilsiniz.
İnsanoğlu (
böğürme sesi değil)
M.Ö'den beri sevişiyor. Üstelik
M.S'dan sonra bile icad edilse
2009 yılda denenmedik
pozisyon da kalmamıştır herhalde.
Fazla merak edenler hint heykellerine,
kamasutracının el kitabına, azıcık da ibret-i alem olsun diye
Pompei harabelerine bakabilir. Daha
uçları merak edenler;
meleklere bıyık buracak kadar sapıtmış
Lut kavmiyle ilgili kaynaklara da göz atabilir..
Yani "bi seviştik bi seviştik, 2 haftada kullandım attım
pedim gibi, yenisine sağlık erkeğimin" söylemleri çok yeni birşey değil. Arabistan çöllerinde
çadırlarına bayrak dikip, arada bir indirip bi çentik daha atan
gacılar da varmış. Üstelik
şöhretleri hiçbir bloggeriyemizden aşağı değilmiş. Daha da yanisi bir blogger kardeşimizin
sıyırdığı bir zamanda ağzını bozup
dediği gibi: bu
erkek milleti aferim çok güzel
Verdi'nin bu eseri, muhteşem dese de işin ucu kendine dokununca pek
musikişinas değildir...
Yıllardır nice
evlerin içerisinde ne duyulmaz iniltiler, ne
orgazmlar yaşanmıştır siz bilmezsiniz. Ya da
ben gibi bilebildiğiniz kadarını bilirsiniz. Hepimizin dr.
haydar dümen ayağında türk kadınının eksik kalmış
orgazm beklentisini masaya yatırmasına ve okumuş,
eli yüzü kalem
vs. tutan kadınlar daha güzel
orgazm oluyor demesine gerek yok.
Nenelerimiz istiklal harbinde cepheye mermi taşımanın alâsını yapmışlarsa,
analar ne çılgın Türkler doğurmuşsa merak etmeyin ecdadımızdan
orgazmın da
kralını yapabilenler olmuştur.
Zannedersiniz ki
cinsellik evvelden beri tabuydu Anadolu'da. Sanki kitaplar yazmadan önce bu işin kitabı bilinmezdi. İnsanlar
el yordamıyla sevişirdi. Türk kadını hep eli böğründe
mutsuz evliliklerle mi kurdu koca imparatorlukları? -Hadi canım,
savaşan erkeklerdi. imparatorlukları da onlar mı
kurdu diyorsunuz.
Nah! diyorum
size ben de. Arkasında (
veya önünde:) kadınlar olmadan erkekler
uzun süreli bağdaş kurmayı bile
beceremez be. Değil ki devlet kursun. Siz hiç
mutsuz insanların kurduğu herhangi bir
şeyin (
viagrayla bile olsa) uzun süre
ayakta durduğunu gördünüz mü?
Sağdıçlık ve yengelik müessesesi öyle hafife alınacak, bugünki gibi
formaliteden şeyler değilmiş eskiden. bu işin nasıl
ağrısız, acısız olacağından tutun, erbabınca
usulüne uygun olarak anlatılmış olması mümkün. üstelik bir de
sabah namazında "
oldu mu len" tekmili alınması da cabası. İşin daha ilginci
yüzü fazla
yırtmadan, eşeğin şeyine
su kaçırmadan bu işi çözmüşler atalarımız. Atalarımız derken, bizden bir iki kuşak öncekilerin işi
arap saçına çevirdikleri körün
tuttuğu değneği taklit etme döneminini kasdetmiyorum.
kızlık zarından,
hamile kalma pozisyonuna kadar bugün
anlatım dili itibarıyla belki komik bulacağınız unsurlar, hatta
hadi len! diyebileceğiniz ama temeli
istatistiğe dayanan
erkek çocuk olasılığı üzerine bir sürü kitaplar yazılmış. Siz
marifetnamede ne marifetler var bilmez misiniz? ya sahaflarda 5 tl'ye bile bulabileceğiniz
Mürşid-i
Müteehhilin? Tabi canım varsa yoksa
kamasutra on
dan önce bişi bilen yoktu sanki canım memleketimde...
Merak etmeyin.
geçmişte de
herşey yapılmış. insanoğlu ademden bu yana
sevişmiş, tabi
atalarımız da. üstelik de usulünce
fantezisini de eksik etmeden. Ancak yaşam biçimini ve çevresini de ona göre düzenlemiş. bugünkü gibi piç bir mimari yerine
evlerini kale gibi yapmış. Eski yatak odalarında dışarıdan bakıldığında hiç gözükmeyen "
domuzluk" adlı banyoları icad etmiş. O da ne? derseniz, yatak odanızın içinde
küvet keyfi diyebilirsiniz...
Tevellütüm daha eskisini anlatmaya
yetmez ama ev duvarlarındaki
akustiği de bir şekilde çözdüklerini düşünüyorum. Gerçi
Osmanlı evleri ahşapmış ama iniltilerin de
orgazm çığlıklarının da yeni keşfedilmiş şeyler olduğunu sanmam. Hani
hamamda bangır bangır türkü söylersin de dışardan sesin duyulmaz. Bulmuşlardır bir
kolayını emin olun. Hiç bir çare bulamayan adına
yörük demiştir,
lâz demiştir diğerlerine
mahsuscuktan küsmüş, gitmiş evini
uzak tepelere kurmuştur ve her gökgürültüsünde, naralar atıp,
böğüre böğüre sevişmiştir...
Nasıl Edison ışığı değil, ampülü bulmuşsa, orgazmı da
seksi de
biz icad etmedik. Sadece ruhunu çalıp,
mekanikleştirdik ve bok yemenin arapçası kabilinden Avrupa'dan
çakma modern bir isim uydurduk...
Çinlilere
set yaptıracak kadar belalı bir milletin, asırlarca Avrupa'yı
titreten bir devletin ve Çanakkale'de ve Kurtuluş savaşında
yedi düvelle çarpışan bir halkın kadınlarının, sevmeyi ve
sevişmeyi bilmediği, çocuklarını tavuk
yumurtlar gibi doğurduğunu düşünmek abesle iştigaldir. Dedelerimiz de, ninelerimiz de
bu işin kralını yapmışlardır emin olun.
Sadece bu tür şeylerin
uluorta söylenmesini
ayıp sayıp, saman altından su yürütmüşler,
karda yürüyüp izlerini belli etmemişlerdir diye düşünüyorum.
Yoksa
ninen dedeni seve seve öpmese, sen nasıl sevgi çocuğu olurdun?
Yaw kızlar, yanılıyorsunuz iki gözüm, bu orgazmı siz
icad etmediniz, sevişmeyi bilen
bir tek siz değilsiniz.
İnsanoğlu (
böğürme sesi değil)
M.Ö'den beri sevişiyor. Üstelik
M.S'dan sonra bile icad edilse
2009 yılda denenmedik
pozisyon da kalmamıştır herhalde.
Fazla merak edenler hint heykellerine,
kamasutracının el kitabına, azıcık da ibret-i alem olsun diye
Pompei harabelerine bakabilir. Daha
uçları merak edenler;
meleklere bıyık buracak kadar sapıtmış
Lut kavmiyle ilgili kaynaklara da göz atabilir..
Yani "bi seviştik bi seviştik, 2 haftada kullandım attım
pedim gibi, yenisine sağlık erkeğimin" söylemleri çok yeni birşey değil. Arabistan çöllerinde
çadırlarına bayrak dikip, arada bir indirip bi çentik daha atan
gacılar da varmış. Üstelik
şöhretleri hiçbir bloggeriyemizden aşağı değilmiş. Daha da yanisi bir blogger kardeşimizin
sıyırdığı bir zamanda ağzını bozup
dediği gibi: bu
erkek milleti aferim çok güzel
Verdi'nin bu eseri, muhteşem dese de işin ucu kendine dokununca pek
musikişinas değildir...
Yıllardır nice
evlerin içerisinde ne duyulmaz iniltiler, ne
orgazmlar yaşanmıştır siz bilmezsiniz. Ya da
ben gibi bilebildiğiniz kadarını bilirsiniz. Hepimizin dr.
haydar dümen ayağında türk kadınının eksik kalmış
orgazm beklentisini masaya yatırmasına ve okumuş,
eli yüzü kalem
vs. tutan kadınlar daha güzel
orgazm oluyor demesine gerek yok.
Nenelerimiz istiklal harbinde cepheye mermi taşımanın alâsını yapmışlarsa,
analar ne çılgın Türkler doğurmuşsa merak etmeyin ecdadımızdan
orgazmın da
kralını yapabilenler olmuştur.
Zannedersiniz ki
cinsellik evvelden beri tabuydu Anadolu'da. Sanki kitaplar yazmadan önce bu işin kitabı bilinmezdi. İnsanlar
el yordamıyla sevişirdi. Türk kadını hep eli böğründe
mutsuz evliliklerle mi kurdu koca imparatorlukları? -Hadi canım,
savaşan erkeklerdi. imparatorlukları da onlar mı
kurdu diyorsunuz.
Nah! diyorum
size ben de. Arkasında (
veya önünde:) kadınlar olmadan erkekler
uzun süreli bağdaş kurmayı bile
beceremez be. Değil ki devlet kursun. Siz hiç
mutsuz insanların kurduğu herhangi bir
şeyin (
viagrayla bile olsa) uzun süre
ayakta durduğunu gördünüz mü?
Sağdıçlık ve yengelik müessesesi öyle hafife alınacak, bugünki gibi
formaliteden şeyler değilmiş eskiden. bu işin nasıl
ağrısız, acısız olacağından tutun, erbabınca
usulüne uygun olarak anlatılmış olması mümkün. üstelik bir de
sabah namazında "
oldu mu len" tekmili alınması da cabası. İşin daha ilginci
yüzü fazla
yırtmadan, eşeğin şeyine
su kaçırmadan bu işi çözmüşler atalarımız. Atalarımız derken, bizden bir iki kuşak öncekilerin işi
arap saçına çevirdikleri körün
tuttuğu değneği taklit etme döneminini kasdetmiyorum.
kızlık zarından,
hamile kalma pozisyonuna kadar bugün
anlatım dili itibarıyla belki komik bulacağınız unsurlar, hatta
hadi len! diyebileceğiniz ama temeli
istatistiğe dayanan
erkek çocuk olasılığı üzerine bir sürü kitaplar yazılmış. Siz
marifetnamede ne marifetler var bilmez misiniz? ya sahaflarda 5 tl'ye bile bulabileceğiniz
Mürşid-i
Müteehhilin? Tabi canım varsa yoksa
kamasutra on
dan önce bişi bilen yoktu sanki canım memleketimde...
Merak etmeyin.
geçmişte de
herşey yapılmış. insanoğlu ademden bu yana
sevişmiş, tabi
atalarımız da. üstelik de usulünce
fantezisini de eksik etmeden. Ancak yaşam biçimini ve çevresini de ona göre düzenlemiş. bugünkü gibi piç bir mimari yerine
evlerini kale gibi yapmış. Eski yatak odalarında dışarıdan bakıldığında hiç gözükmeyen "
domuzluk" adlı banyoları icad etmiş. O da ne? derseniz, yatak odanızın içinde
küvet keyfi diyebilirsiniz...
Tevellütüm daha eskisini anlatmaya
yetmez ama ev duvarlarındaki
akustiği de bir şekilde çözdüklerini düşünüyorum. Gerçi
Osmanlı evleri ahşapmış ama iniltilerin de
orgazm çığlıklarının da yeni keşfedilmiş şeyler olduğunu sanmam. Hani
hamamda bangır bangır türkü söylersin de dışardan sesin duyulmaz. Bulmuşlardır bir
kolayını emin olun. Hiç bir çare bulamayan adına
yörük demiştir,
lâz demiştir diğerlerine
mahsuscuktan küsmüş, gitmiş evini
uzak tepelere kurmuştur ve her gökgürültüsünde, naralar atıp,
böğüre böğüre sevişmiştir...
Nasıl Edison ışığı değil, ampülü bulmuşsa, orgazmı da
seksi de
biz icad etmedik. Sadece ruhunu çalıp,
mekanikleştirdik ve bok yemenin arapçası kabilinden Avrupa'dan
çakma modern bir isim uydurduk...
Çinlilere
set yaptıracak kadar belalı bir milletin, asırlarca Avrupa'yı
titreten bir devletin ve Çanakkale'de ve Kurtuluş savaşında
yedi düvelle çarpışan bir halkın kadınlarının, sevmeyi ve
sevişmeyi bilmediği, çocuklarını tavuk
yumurtlar gibi doğurduğunu düşünmek abesle iştigaldir. Dedelerimiz de, ninelerimiz de
bu işin kralını yapmışlardır emin olun.
Sadece bu tür şeylerin
uluorta söylenmesini
ayıp sayıp, saman altından su yürütmüşler,
karda yürüyüp izlerini belli etmemişlerdir diye düşünüyorum.
Yoksa
ninen dedeni seve seve öpmese, sen nasıl sevgi çocuğu olurdun?