Facebook'umda Şubat

6 yorum:
  • Argo deyip geçmeyin. İyi bir küfür, bazen karşıdakine duyulan sevgiyi, allı pullu sözlerden çok daha iyi ifade edebilir. 
  • Eskiden akşamları geç vakitte sokağa çıkarsak bizi markutlar, öcüler yerdi. Eskiden su içerdik destiden. Eskiden Hira dağı kadar müslüman, Tanrı dağı kadar
  • Argo deyip geçmeyin. İyi bir küfür, bazen karşıdakine duyulan sevgiyi, allı pullu sözlerden çok daha iyi ifade edebilir. 
  • Eskiden akşamları geç vakitte sokağa çıkarsak bizi markutlar, öcüler yerdi. Eskiden su içerdik destiden. Eskiden Hira dağı kadar müslüman, Tanrı dağı kadar

Uçan davuklar belgeseli

Hiç yorum yok:
Şimdi sevgili okuyucu. İnsan boş kalmaya görsün, bokunda boncuk arar da karıştırır durur. İşte bende bugünlerde, onca iş yoğunluğu arasında arka bahçemde stress atmak için aldığım davuklara bakıyorum. Bu işten de bir hayli keyif aldığım için olayı sizlerle paylaşıyorum. Gerçekten de iş dışı bir şeylere zaman ayırmak stress için birebir. Tavsiye ederim.
Madem davuklara bakıyorum, onları gözlemliyorum Afrika'ya gidip, aslan, kaplan belgeseli çekecek değilim ya. Düşündüm ben de bizim davukların belgeselini çekerim dedim.
 Ceptelefonu ile bir kaç foto, video, afilli bir fon müziği ile çalışmalara başladım. İleride ikinci
Şimdi sevgili okuyucu. İnsan boş kalmaya görsün, bokunda boncuk arar da karıştırır durur. İşte bende bugünlerde, onca iş yoğunluğu arasında arka bahçemde stress atmak için aldığım davuklara bakıyorum. Bu işten de bir hayli keyif aldığım için olayı sizlerle paylaşıyorum. Gerçekten de iş dışı bir şeylere zaman ayırmak stress için birebir. Tavsiye ederim.
Madem davuklara bakıyorum, onları gözlemliyorum Afrika'ya gidip, aslan, kaplan belgeseli çekecek değilim ya. Düşündüm ben de bizim davukların belgeselini çekerim dedim.
 Ceptelefonu ile bir kaç foto, video, afilli bir fon müziği ile çalışmalara başladım. İleride ikinci

Anonimlik de, bir yere kadar canım

6 yorum:
Kim, beni nasıl bilmek isterse ben O'yum. Bu kadar ilkesizlik içinde, eskiden beri ilke edindiğim bir şey var. Bir insan beni nasıl tanıyorsa, kim olarak biliyorsa hiç itiraz etmeden kabullenirim. Yani bana "Mahmut amca" da dese "Ayşe teyze" de ben itiraz etmem ve hafızamın kenarına not ederim "İşte bu beni Mahmut diye bilen mal!"
Ne var yani bunda? deyip geçmeyin. Gerçek hayatta, özellikle küçük yerlerde ticarette çok işinize yarar.
Kapıdan biri girer gayet samimi:
Kim, beni nasıl bilmek isterse ben O'yum. Bu kadar ilkesizlik içinde, eskiden beri ilke edindiğim bir şey var. Bir insan beni nasıl tanıyorsa, kim olarak biliyorsa hiç itiraz etmeden kabullenirim. Yani bana "Mahmut amca" da dese "Ayşe teyze" de ben itiraz etmem ve hafızamın kenarına not ederim "İşte bu beni Mahmut diye bilen mal!"
Ne var yani bunda? deyip geçmeyin. Gerçek hayatta, özellikle küçük yerlerde ticarette çok işinize yarar.
Kapıdan biri girer gayet samimi:

Gündeme dair, ileri geri makara

2 yorum:

B
ak yazınca da böyle oluyor işte. Aylarca yazmayıp yazmayıp eline kalemi (klavyeyi) bir alıyorsun, şeyi tutmaza karmış çocuklar gibi "zıçtı cafer bez getir, cıvık zıçtı tez getir" modunda döktürüp duruyorsun.
Hayır ipe sapa gelen bir şeyler yazsam, hadi beni okuyun feyz alın, adam olun dicem ama nerdeee. En iyisi 2013 sularında kısa bir paparazzi turu atalım.
2013'de en belirgin şey sanırım belli bir yaşın üzerindeki sanatçıların, bir bir aramızdan ayrılmasıydı. Nerdeyse 1 ayda aramızdan gezici bir kumpanya kurmaya yetecek kadar usta tiyatrocu, şair, yazar, senarist,

B
ak yazınca da böyle oluyor işte. Aylarca yazmayıp yazmayıp eline kalemi (klavyeyi) bir alıyorsun, şeyi tutmaza karmış çocuklar gibi "zıçtı cafer bez getir, cıvık zıçtı tez getir" modunda döktürüp duruyorsun.
Hayır ipe sapa gelen bir şeyler yazsam, hadi beni okuyun feyz alın, adam olun dicem ama nerdeee. En iyisi 2013 sularında kısa bir paparazzi turu atalım.
2013'de en belirgin şey sanırım belli bir yaşın üzerindeki sanatçıların, bir bir aramızdan ayrılmasıydı. Nerdeyse 1 ayda aramızdan gezici bir kumpanya kurmaya yetecek kadar usta tiyatrocu, şair, yazar, senarist,

Feysbook'umda geçen hafta

2 yorum:
  • "Evren sana mesaj gönderdi." Gönderdi göndermesine de sen almadın o mesajı. İlla dürtmesi mi lazım.

  • Ben bu elemanı USB 2.0 bağlantı noktasına bağlasam, uyuzluk etmeyi bırakıp daha hızlı çalışabilir mi? Yoksa işten atıcam da.

  • Beklediğin kuyrukta her gelen önüne geçiyosa, "Susma, sustukça sıra sana gelmiycek" 

  • Doğruluğuna yanlışlığına bakmadan, bazen bir şeyi sırf sen söyledin diye kabullenmeyenler var...

  • Biliyorum taş yerinde ağırdır, istesen de bazen manivela olamazsın. İnsandır Nuh der ama Peygamber olduğuna inandıramazsın. İşte o zaman kıçını dönersin taşa, bırak taş taşlığıyla kalsın. Sen bin Nuh'un gemisine inanan inansın, inanmayan sular altında kalsın...  

  • Güzellik bakış açısına göre değişir ama kameraya bakış açısına göre değil...

  • Sevgilinizi canım, ciğerim, kuzum, gibi ifadelerle çağırmaya başlamışsanız, diyete biraz ara verme zamanı gelmiş demektir.

  • Hayatı bilmem de sinemaya hep geç kalırım. Hayatın bir film gibiyse, ihtimal sana da gecikeceğim demektir...

  • Facebook'da ellerini bırakabiliyon mu?

  • Moda insanın ihtiyacı olmadığı şeyi satın almak zorunda kalmasıdır...

  • Merak ediyorum sigaradan ekmeğin tuzuna kadar herşeydeki zararı görüp, bizi korumaya yemin etmiş devlet büyüklerimiz; bankalara, iletişim firmalarına, sağlık ve çakma ilaç sektöründeki cambazlara adeta peşkeş çekilmemize neden göz yumarlar...

  • Devir, eski bildik meseleleri, allı pullu yeni kelimelerle ifade edip, imaj yapma devri...

  • İnsanın başına her şey gelir. Hastalık kaza, bela, ölüm... Her şekilde ölebilirsin yani. Ancak yüreğimde seni bir tek sen öldürebilirsin. Eh o da biraz intihar olur...

  • Her çiçekten bal alan Arı'dır. İnsan olana koklamak yeter. Bazen o bile gerekmez.

  • Usta kısa kes. Seyrek gelelim berbere, traş parası az olsun.       

  • İnsanın, cep telefonundan iyi tarafı kırılır ama belli etmez...

  • Arkadaş, ergenlikten bu yana "şu müşteri temsilcisi bayanların" cilveli ses tonuyla konuşan bir tek sevgilim bile olmadı ya la... Pardon hangi üründe kampanya var demiştiniz?

  • İşyerinizde "İsviçre çakısı" yerine kullanılıyor olabilirsiniz. Bu önceleri hoşunuza gitse de sonraları, her angaryanın sizi bulduğu, her aklına gelenin size akıl sorduğu bir duruma dönüşür ki; pek tavsiye edilmez...

  • Herkese takacak kulbum var ama adama bir bakarım, değmez yazık yaw derim vazgeçerim...       

  • Şair burada ne demek istemiş diye kafa patlatacağına, okuduğunu anlamalı bazen insan...

  • Süper bir müşteri şikayeti: - Bu bilgisayar feysfuuda girmiyor...

  • Hepimiz kütür, kütür kültürlü olmasak da olur. İnsan olsak yetecek sanki... Asgari müşterekte birleşelim mi?

  • Kalbe, böbreklere, safra kesesine, karın ağrısına, regl sancısına, iktidarsızlığa iyi geldiği yetmedi, cep telefonu ve uçak bileti yerine bile kullanabiliyormuşsunuz ne süper ilaç mıssın sen Panax...

  • Benim 7-8 teks dosyasını flashıma kopyalayamadığım zaman diliminde bilgisayarıma 6413tane virüs nasıl bulaşır takdir etmemek mümkün değil...     
  • "Evren sana mesaj gönderdi." Gönderdi göndermesine de sen almadın o mesajı. İlla dürtmesi mi lazım.

  • Ben bu elemanı USB 2.0 bağlantı noktasına bağlasam, uyuzluk etmeyi bırakıp daha hızlı çalışabilir mi? Yoksa işten atıcam da.

  • Beklediğin kuyrukta her gelen önüne geçiyosa, "Susma, sustukça sıra sana gelmiycek" 

  • Doğruluğuna yanlışlığına bakmadan, bazen bir şeyi sırf sen söyledin diye kabullenmeyenler var...

  • Biliyorum taş yerinde ağırdır, istesen de bazen manivela olamazsın. İnsandır Nuh der ama Peygamber olduğuna inandıramazsın. İşte o zaman kıçını dönersin taşa, bırak taş taşlığıyla kalsın. Sen bin Nuh'un gemisine inanan inansın, inanmayan sular altında kalsın...  

  • Güzellik bakış açısına göre değişir ama kameraya bakış açısına göre değil...

  • Sevgilinizi canım, ciğerim, kuzum, gibi ifadelerle çağırmaya başlamışsanız, diyete biraz ara verme zamanı gelmiş demektir.

  • Hayatı bilmem de sinemaya hep geç kalırım. Hayatın bir film gibiyse, ihtimal sana da gecikeceğim demektir...

  • Facebook'da ellerini bırakabiliyon mu?

  • Moda insanın ihtiyacı olmadığı şeyi satın almak zorunda kalmasıdır...

  • Merak ediyorum sigaradan ekmeğin tuzuna kadar herşeydeki zararı görüp, bizi korumaya yemin etmiş devlet büyüklerimiz; bankalara, iletişim firmalarına, sağlık ve çakma ilaç sektöründeki cambazlara adeta peşkeş çekilmemize neden göz yumarlar...

  • Devir, eski bildik meseleleri, allı pullu yeni kelimelerle ifade edip, imaj yapma devri...

  • İnsanın başına her şey gelir. Hastalık kaza, bela, ölüm... Her şekilde ölebilirsin yani. Ancak yüreğimde seni bir tek sen öldürebilirsin. Eh o da biraz intihar olur...

  • Her çiçekten bal alan Arı'dır. İnsan olana koklamak yeter. Bazen o bile gerekmez.

  • Usta kısa kes. Seyrek gelelim berbere, traş parası az olsun.       

  • İnsanın, cep telefonundan iyi tarafı kırılır ama belli etmez...

  • Arkadaş, ergenlikten bu yana "şu müşteri temsilcisi bayanların" cilveli ses tonuyla konuşan bir tek sevgilim bile olmadı ya la... Pardon hangi üründe kampanya var demiştiniz?

  • İşyerinizde "İsviçre çakısı" yerine kullanılıyor olabilirsiniz. Bu önceleri hoşunuza gitse de sonraları, her angaryanın sizi bulduğu, her aklına gelenin size akıl sorduğu bir duruma dönüşür ki; pek tavsiye edilmez...

  • Herkese takacak kulbum var ama adama bir bakarım, değmez yazık yaw derim vazgeçerim...       

  • Şair burada ne demek istemiş diye kafa patlatacağına, okuduğunu anlamalı bazen insan...

  • Süper bir müşteri şikayeti: - Bu bilgisayar feysfuuda girmiyor...

  • Hepimiz kütür, kütür kültürlü olmasak da olur. İnsan olsak yetecek sanki... Asgari müşterekte birleşelim mi?

  • Kalbe, böbreklere, safra kesesine, karın ağrısına, regl sancısına, iktidarsızlığa iyi geldiği yetmedi, cep telefonu ve uçak bileti yerine bile kullanabiliyormuşsunuz ne süper ilaç mıssın sen Panax...

  • Benim 7-8 teks dosyasını flashıma kopyalayamadığım zaman diliminde bilgisayarıma 6413tane virüs nasıl bulaşır takdir etmemek mümkün değil...     

Neden blog yazmıyorum

8 yorum:
Bir kere işler iyi. "Maşallah" de yani, ama tükürmeden lütfen. İki ayak, bir pabuçta çalışıyoruz bir süredir. Haliyle boş vakitte kalmıyor o zaman. Paraları koyacak yer sıkıntısı yüzünden bir antrepo kiralamaya falan kalkmadık ama, eskiden "Ohooo ölme eşeğim ölme on senede ödenmez bu borçlar" derken, şimdilerde "1-2 senede düze çıkarız sanki" moduna girdik. İyi mi? Ee bize göre iyi. Ya her ay arabanın modelini değiştirmek zorunda kalanlar ne yapsın. Zırt pırt yeni bir model araba çıkmıyor ki. Boşa geriliyor insan. Yazık...

Ayrıca marifet iltifata tabidir demiştik ya. Haliyle herkes bloglara resimlerine bakıp okumadığı gazeteler gibi davranınca, insanın içinde bir şeyler kırılıyor be okuyucu. Yani yaz yaz, para yok pul yok nereye kadar. Üstelik blog yazmıyorum diye, hiç de bir şey yazmıyor değilim hani. Face'de döktürüyoruz, yazışarak geyiğin dibine vurduğumuz arkadaşlar da var. Serde gazetecelik de olduğundan irili ufaklı mahalli gazete ve sitelere yazıp, çiziktiriyoruz da hala.

Sen, daha tam bilmiyorsun ama; bak başka neler yapıyorum. Sabahın görünüründe kalkıp, arka bahçemdeki davuklara bakıyorum. Yemlerini, sularını veriyorum. Böylece güne stressiz başlıyorum. Bak gördün mü, emeklilik moduna iyice girdim yani. Bu da yetmiyor, günde iki kez kalorifere kömür atıp, kül alıyorum. Ne o sevgili okuyucu, sen herkesi doğal gazla mı çalışıyor sanıyorsun. O işleri kaloriferciler yapmıyor mu, dediğini duyar gibiyim ama ben iyice cimrileştim bu aralar. Yazık ya, çil çil paralara kıyamıyorum da ondan. Şşş alo. Avrupa'da kriz var demiştik di mi?

Sonra çoluk, çocuk, çombalak. Tabi sana göre herkes bekar, işsiz güçsüz, bir eli yağda bir eli balda geziyor. Baba parası yiyip, okula giderken tweet atıp, blog yazıyoruz hepimiz de mi? Yok öyle değil işte. Burda ne kadar karizmatik, ağır abi imajı çiziktirsek de "dede" diye elimizden tutan, baba diye yanağımızdan öpenler var Allah'a şükür. Kimine masal anlatıyorsun, kimini bakkala götürüyorsun. Boru mu, bu?

Tabi bunlar işin güzel yanı. Evde, gün geliyor musluk damlatıyor. Gün geliyor perdelerin takılması gerekiyor. Az iş mi, onu herkes yapıyor ama yaş kemale erince, adama zor geliyor cancazım. Ayrıca göbek denen kişi ile ilişkimiz kendisinin giderek  boya posa kaçması  yüzünden düşmanlık düzeyine ulaştığı için, diyet niyetine girdim. İşte bu yüzden, bünyede yaşanılan stress de cabası.

Sonra böyle yazıp çiziktirme işi, ya boş ya da hoş vakitte güzel oluyor. Hoş vakitten kasıt, herşeyin birbirine denk olup, k.çın can sıkıntısından trompet çaldığı zaman dilimi değil elbette. Yani diyorum ki, dışarda bahar havası olsa, kurtlar, kuşlar böcekler, kelebenkler etrafı sarsa, yeniden yine, sevdiğine aşık olma mevsimi gelse. Oh miss!. Ama eskisi gibi havadan sudan, teli açmadın, sen beni özlemedin, yan baktın, ön baktın gibi eften püften şeylerden çıkmıyor sorunlar. Bu seferkiler "pirinç bitmiş, şeker alınacak, deterjan ultra mega etkili olsun, faturaları yatırmadın mı sen" gibi sebeplerden çıkıyor haliyle. E bunlara da, oturup, roman yazılmıyor a cancazım.

Bir de yaz yaz nereye kadar. Neredeyse külliyat olmuş. Açın okuyun di mi. Kitap bastırma modası, az bir kaç arkadaş kaymağını yedikten sonra bitti galiba. Her bloggerin en az 1 kitabı olmalı diye bir kampanya da olmadığına göre. Allah'ın emri değil ya kitap yazmak. O "oku" demiş de, kutsal kitabı bile okuyan yok. Hem benim, kitap yazma işini on yıllar önce yapmışlığım var. O zaman hevesin de azalıyor işte. "N'olcak yazıcam da sanki, ibret alınacak hayat dersleri de yazmadığımıza göre, bizi okumasalar kıyamet mi kopar? Ekmek alacak paran yok, yazıcan da ne olucak. Zaten okuyup, yorum yapan mı var allasen"  diyorsun.

Şaka bir yana, insana dostlar ediyor ne ediyorsa. Sözünü de yiyorsun ve yazıyorsun birşeyler. Pabuç kardeş önce Face de dürttü; yaz diye. Sonra, blogunda aleni yazmış sağolsun. Sonrasında da işte gördüğünüz bu yazı çıktı meydana. Okuyup beğendinizse, eşe dosta tavsiye edin de başkaları da okusun. Hatta yorum yazsın da okunduğumuzdan haberimiz olsun.

Geri kafalı bir ihtiyarım ben "google analistic" ile falan uğraşamam.
Zaten andropoza giresim var.
Girerim ha...

T.İ.O





Bir kere işler iyi. "Maşallah" de yani, ama tükürmeden lütfen. İki ayak, bir pabuçta çalışıyoruz bir süredir. Haliyle boş vakitte kalmıyor o zaman. Paraları koyacak yer sıkıntısı yüzünden bir antrepo kiralamaya falan kalkmadık ama, eskiden "Ohooo ölme eşeğim ölme on senede ödenmez bu borçlar" derken, şimdilerde "1-2 senede düze çıkarız sanki" moduna girdik. İyi mi? Ee bize göre iyi. Ya her ay arabanın modelini değiştirmek zorunda kalanlar ne yapsın. Zırt pırt yeni bir model araba çıkmıyor ki. Boşa geriliyor insan. Yazık...

Ayrıca marifet iltifata tabidir demiştik ya. Haliyle herkes bloglara resimlerine bakıp okumadığı gazeteler gibi davranınca, insanın içinde bir şeyler kırılıyor be okuyucu. Yani yaz yaz, para yok pul yok nereye kadar. Üstelik blog yazmıyorum diye, hiç de bir şey yazmıyor değilim hani. Face'de döktürüyoruz, yazışarak geyiğin dibine vurduğumuz arkadaşlar da var. Serde gazetecelik de olduğundan irili ufaklı mahalli gazete ve sitelere yazıp, çiziktiriyoruz da hala.

Sen, daha tam bilmiyorsun ama; bak başka neler yapıyorum. Sabahın görünüründe kalkıp, arka bahçemdeki davuklara bakıyorum. Yemlerini, sularını veriyorum. Böylece güne stressiz başlıyorum. Bak gördün mü, emeklilik moduna iyice girdim yani. Bu da yetmiyor, günde iki kez kalorifere kömür atıp, kül alıyorum. Ne o sevgili okuyucu, sen herkesi doğal gazla mı çalışıyor sanıyorsun. O işleri kaloriferciler yapmıyor mu, dediğini duyar gibiyim ama ben iyice cimrileştim bu aralar. Yazık ya, çil çil paralara kıyamıyorum da ondan. Şşş alo. Avrupa'da kriz var demiştik di mi?

Sonra çoluk, çocuk, çombalak. Tabi sana göre herkes bekar, işsiz güçsüz, bir eli yağda bir eli balda geziyor. Baba parası yiyip, okula giderken tweet atıp, blog yazıyoruz hepimiz de mi? Yok öyle değil işte. Burda ne kadar karizmatik, ağır abi imajı çiziktirsek de "dede" diye elimizden tutan, baba diye yanağımızdan öpenler var Allah'a şükür. Kimine masal anlatıyorsun, kimini bakkala götürüyorsun. Boru mu, bu?

Tabi bunlar işin güzel yanı. Evde, gün geliyor musluk damlatıyor. Gün geliyor perdelerin takılması gerekiyor. Az iş mi, onu herkes yapıyor ama yaş kemale erince, adama zor geliyor cancazım. Ayrıca göbek denen kişi ile ilişkimiz kendisinin giderek  boya posa kaçması  yüzünden düşmanlık düzeyine ulaştığı için, diyet niyetine girdim. İşte bu yüzden, bünyede yaşanılan stress de cabası.

Sonra böyle yazıp çiziktirme işi, ya boş ya da hoş vakitte güzel oluyor. Hoş vakitten kasıt, herşeyin birbirine denk olup, k.çın can sıkıntısından trompet çaldığı zaman dilimi değil elbette. Yani diyorum ki, dışarda bahar havası olsa, kurtlar, kuşlar böcekler, kelebenkler etrafı sarsa, yeniden yine, sevdiğine aşık olma mevsimi gelse. Oh miss!. Ama eskisi gibi havadan sudan, teli açmadın, sen beni özlemedin, yan baktın, ön baktın gibi eften püften şeylerden çıkmıyor sorunlar. Bu seferkiler "pirinç bitmiş, şeker alınacak, deterjan ultra mega etkili olsun, faturaları yatırmadın mı sen" gibi sebeplerden çıkıyor haliyle. E bunlara da, oturup, roman yazılmıyor a cancazım.

Bir de yaz yaz nereye kadar. Neredeyse külliyat olmuş. Açın okuyun di mi. Kitap bastırma modası, az bir kaç arkadaş kaymağını yedikten sonra bitti galiba. Her bloggerin en az 1 kitabı olmalı diye bir kampanya da olmadığına göre. Allah'ın emri değil ya kitap yazmak. O "oku" demiş de, kutsal kitabı bile okuyan yok. Hem benim, kitap yazma işini on yıllar önce yapmışlığım var. O zaman hevesin de azalıyor işte. "N'olcak yazıcam da sanki, ibret alınacak hayat dersleri de yazmadığımıza göre, bizi okumasalar kıyamet mi kopar? Ekmek alacak paran yok, yazıcan da ne olucak. Zaten okuyup, yorum yapan mı var allasen"  diyorsun.

Şaka bir yana, insana dostlar ediyor ne ediyorsa. Sözünü de yiyorsun ve yazıyorsun birşeyler. Pabuç kardeş önce Face de dürttü; yaz diye. Sonra, blogunda aleni yazmış sağolsun. Sonrasında da işte gördüğünüz bu yazı çıktı meydana. Okuyup beğendinizse, eşe dosta tavsiye edin de başkaları da okusun. Hatta yorum yazsın da okunduğumuzdan haberimiz olsun.

Geri kafalı bir ihtiyarım ben "google analistic" ile falan uğraşamam.
Zaten andropoza giresim var.
Girerim ha...

T.İ.O





Çok okunan yazılar